İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) sorunlarıyla toplantıya başlayan Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti ve Rusya’ya eleştiriler yöneltti. Tarkan’ın Geççek şarkısından yola çıkıp AK Parti iktidarının bitmesinin an meselesi olduğunu iddia edip, “Tarkan ‘Geççek’ diye şarkı yapınca arıza çıkarmaları çok normal. Bence de ‘Geççek, bitçek’. Hiç geçmesin, bitmesin istiyorlar” dedi. Akşener’in açıklamasından satır başları şöyle:
Sandık sıkıştırmaya başlamış, panik büyük
– Eskiden sayın Erdoğan’ın söyledikleri birbiriyle aylık ya da yıllık bazda çelişirdi. Gelinen noktada haftalık bazda kendisiyle çelişiyor. Her hafta söylediğini unutup farklı bir şey söylüyor. Sandık sıkıştırmaya başlamış, panik büyük.
Yandaşların gönlü olsun diye vergilerimizi çarçur ederken…
– Ülkenin kazancından birlikte istifade ettik diyorsun da, yandaşlarının gönlü olsun diye milletimizin vergilerini çarçur ederken anneler çocuklarına mama alamaz hale geldiler. Sen sarayda sefa sürerken gençler tatile gitmenin hayalini kuramaz haldeler. Sen danışmanlarına 5 10 maaş bağlarken öğretmenler atanıp tek maaşa bile kavuşamıyorsun.
AK Parti iktidarı yok, bu artık bir zaman meselesi
– İstediğin, tüm günahlara rağmen bu milletin seni bir kez daha yılgın bir hoşgörü ile benimseyeceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun. Bu büyük millet her şeyin farkında. AK Parti iktidarı yok, bu artık bir zaman meselesi.
Yastık altında altın kalmadı insanlar gümüşlerini satıyor
– Akdeniz’de uğradığımız kuyumcu bir kardeşim ‘Altını geçtik insanlar artık gümüşlerini satmaya başladılar. Yastık altında altın kalmadı, gümüşe geçtiler’ dedi. Sayın Erdoğan ve ekibi son çareyi yine milletimizin cebine göz dikmekle, yastık altındaki altınlara el uzatmaya kalkmıştı ya, işte size milletimizin durumu.
AK Parti’nin son dönem fobisi sanat oldu
– Milletimize sırtını dönen, cumhuriyetimizin birikimlerini de yok saymayı seçen AK Parti iktidarının son dönemdeki fobisi sanat oldu. Saplantı haline geldi. Sanatkar el öpmez, eli öpülür diyen büyük vizyondan, sanatçılarımızı hedef gösteren, tehdit eden bir vizyonsuzluğa geçtik!
Bence de ‘Geççek, bitçek’. Hiç geçmesin, bitmesin istiyorlar
– Havuz medyasındaki dilli düdüklere alerjileri yok! İhaleleri hüüüp diye götüren a-acayip müteahhitlere alerjileri yok. Tarkan ‘Geççek’ diye şarkı yapınca arıza çıkarmaları çok normal. Bence de ‘Geççek, bitçek’. Hiç geçmesin, bitmesin istiyorlar.
Türkiye’de herkes sanatını icra etmekte özgürdür, kim, neşeli kimi protest müzik yapar, kimi över, kimi eleştirir. Size ve bize düşen aynı rahmetli Özel, rahmetli Demirel gibi onlara saygı göstermektir. Bu ülkenin dinlediği müzikle sanatçısıyla uğraşacağınıza işinizi yapın, milletin dertlerini çözün.
En azından giderayak millete faydanız olsun. Er ya da geç o sandık gelecek; ağlasanız de sızlansanız da milletin başına bela ettiğiniz bu ucube sistem geldiği gibi ‘gitçek’ . Siz isteseniz de istemeseniz de bu çile ‘bitçek.’
İyi Parti yetkiyi aldığında bu kabus elbette ‘geççek’. AK Parti iktidarının sanata gösterdiği bu agresif tavır, iş devlet kurumlarını arpalığa çevirmek gelince yerini olağanüstü bir hoşgörü ve anlayışa bırakıyor. AK Parti iktidarının peşkeş durağının son durağı PTT.
Dış politika eleştirileri
– Dış politika ve onun iletişim dili olan diploması; devlet aklı ve birikim ister. Maalesef sayın Erdoğan ve arkadaşlarının elinde bu sanatında yok oluşuna şahit oluyoruz. Ne devlet aklı kaldı, ne birikim kaldı. Nerede eski vekil, eski bakan, eş dost varsa, ayak altından çekilmesi gereken tortu varsa büyükelçi yaptılar. Cumhuriyetimizin ruhu ile şekillenmiş olan hariciyemizi AK Parti’nin geri dönüşüm kutusuna çevirdiler.
Uluslararası ilişkilerde caydırıcılık politikası diye bir kavram vardır. Bu kavram, devletlerarası ilişkilerde verilecek karşılık ve sonuçlar konusunda şüphe uyandırarak bir devleti olası tehditkar eylemlerinden vazgeçirme politikasıdır. Potansiyel yaptırımlar üzerinden caydırma politikasıdır.
Ukrayna’da kriz yaşanıyor. Sayın Erdoğan ve ekibinin uluslararası ilişkilerinin, caydırıcılık politikası gibi en temel prensiplerinden uzak, birbirlerini boşa düşüren açıklama davranışları; NATO ve Rusya nezdinde Türkiye’yi kırılgan bir konuma düşürdü.
2008 yılında, Osetya ve Abhazya’nın, Gürcistan’dan koparılması, 2014 senesinde, Kırım’ın ilhak edilmesi, ve şimdi de, Donbas ve Luhansk’ın, Ukrayna’dan koparılmak istenmesi; Rusya’nın, coğrafi olarak genişleme stratejisinin, bir sonucudur. Bunun da ülkemize, kaçınılmaz olarak, yansımaları olacaktır.
Rusya acilen Kırım’dan çekilmeli, AK Parti bu pısırık tavrı bırakmalı
– Saldırıya uğrayan devletin, uluslararası hukuktan, ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın, 51’inci maddesinden doğan, meşru müdafaa hakkını da tanıyoruz. Bu bağlamda, Rusya öncelikle; işgal ve ilhak ettiği Kırım’dan çekilmelidir. AK Parti, Uygur Türkü kardeşlerimiz için takındığı pısırık tavrı, Kırım Türkü kardeşlerimiz için de, takınıyor olsa da; Biz, İYİ Parti olarak, Rusya’nın, Kırım Türklerine yönelik baskısına, son vermesini, soydaşlarımızın insani ve kültürel haklarına yönelik ihlallerin, ivedilikle durdurulmasını talep ediyoruz.
Rusya’yı bir an önce askeri yığınağa son vermeye çağırıyoruz
– Ayrıca; Ukrayna gibi ,egemen bir ülkenin sınırına asker yığarak, ülkelerin toprak bütünlüğüne yönelik, tehdit oluşturulması, günümüzde, kabul edilebilecek bir tutum değildir. Rusya’yı, bir an önce, bu askeri tahkimatına son vermeye, ve askerlerini geri çekmeye çağırıyoruz.
Ukrayna’ya SİHA satışına devam kararını olumlu buluyoruz
– Bu gerilimli ortama rağmen; iktidarın, Türkiye’nin Ukrayna’ya SİHA satışına devam etmesi yönündeki kararını, olumlu buluyoruz. Ukrayna, Türkiye için savunma sanayisinin gelişiminde, kritik rol oynayabilecek bir ülkedir. Bu alandaki iş birliğinin, geliştirilmesini ve derinleştirilmesini destekliyoruz.
Bu gündemin, Avrupa güvenliğine dair, yeni bir şemsiye oluşturmaya yönelik olacağı, oldukça açık. Silahsızlanma, silahların denetimi, güven arttırıcı önlemler, ve siber güvenlik gibi alanlara odaklanacak bu müzakerelere, ülkemizin en iyi şekilde hazırlanması gerekiyor.
Bunun için de; devlet yönetiminde, uzmanlığa değer veren, kurumsal mekanizmaları ön plana çıkaran, liyakati ve ciddiyeti esas alan, bir yaklaşım kritik öneme sahip.
O nedenle, her zaman söylediğimiz gibi; milletimizin hayatına kara bulut gibi çöken, kurumlarımızın ruhuna zarar veren, ülkemiz için artık bir milli güvenlik sorununa dönüşen, bu ucube sistemden, acilen kurtulmamız şart.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)